DİĞER
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Çizgi roman ekolleri ve yayıncılığı hiç değişmedi. Dün neydiyse bugün de aynı. Değişen sadece ve sadece okur profili ve sanatçıların alışılmış kalıpları yıkma çabasıyla ortaya çıkan anlatım teknikleri..."
"Yazı ölüleri diriltmez tabii (zaten geri dönmenin tek ve en arzu edilir yolu dirilmek değildir), ama onlara yer açar; bunu, ölülerin gıyabında, ölüme bir bağlam vererek yapar, ki bu bana göre ölülerin geri gelmesidir, biraz değişmiş ve tabii yer değiştirmiş olarak. Yazı kaybolan anlamı da geri getirmez, ama anlamsızlığa yer açar; bunu anlamın gıyabında, yine anlamsızlığa bir hacim ve boyut vererek, onu bir bağlama oturtarak yapar, yani anlamı da geri getirir bir bakıma."
Kitaplarla ve yazarlarla ilgili yazı yazmak isteyenleri “K24 Yayın Masası”na davet ediyoruz. On hafta, toplam otuz saat sürecek atölyemiz sertifikalıdır...
Margaret Atwood: Yazmanın garantisi yoktur. Şayet büsbütün kendinizi bu işe vermeyecekseniz ve bu fedakârlığı yapmayı göze alamıyorsanız, yapmayın
"Ne gerçek aşkınızı duymak istiyorum, ne ana babanızı ne de arkadaşlarınızı..."
Selim İleri'nin geçtiğimiz ay yayınlanan Kumkuma adlı romanı “Silkindi” diye başlıyor... Anlatılan kişinin “Abdülhak Hâmid”, yâni “Şair-i Âzam” ya da yazarın tanımıyla “Ulu Şair" olduğunu öğreniyoruz
Çevengur, insan ruhunun henüz çıplak olduğu, karmaşık kültürel ideolojik örüntülerle bugünkü denli gizlenmediği zamanlarda yazılmış bir metindir...
Ayşe Düzkan ve Arzu Karacanlar'la, “feminizm odaklı bir yayınevine neden ihtiyaç var”dan, yayıncılık piyasasının onları zorlayan dinamiklerine, kolektif bir yayınevi yürütmenin artı ve eksilerine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik
ABD deneysel sinemasının öncü sanatçılarından Barbara Hammer 40 yılı aşkın sanat yaşamında kadının edilgen, erkeğin etken olduğu denklemleri ısrarla tersine çevirir
Ayfer Tunç: Biz geçmişimizle ve bugünümüzle bütünüz. Varlığımızı oluşturan her şey geçmişimizde yattığına göre birlikte yaşıyoruz
Kiyarüstemi'nin hem hayatta hem de sinemada asıl derdi, sıradan olanın içindeki güzelliği bulma çabasıdır, bu sebeple öğrencilerine verdiği temel nasihat “gözlerinizi arındırın”dır...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık